İZLANDA GEZİSİ 2.GÜN | Sequ'nun Seyahatnamesi
Anasayfa » Avrupa » İZLANDA GEZİSİ 2.GÜN
izlanda 2.gün

İZLANDA GEZİSİ 2.GÜN

Son Güncelleme : 12 Ekim 2025

İlk gecemi Reykjavik Eco Campsite’da geçirdikten sonra sabah kahvaltımı yapıp Reykjavik’i keşfetmeye çıktım.

Yazıyı okumadan önce İzlanda’daki 2.günümde çekmiş olduğum youtube videosunu izlemenizi tavsiye ederim.

Öncelikle Reykjavik’te ücretsiz park yeri bulmak büyük sorun. Bizde olduğu gibi kafanıza göre sokak kenarlarına park edemiyorsunuz. Neyseki araştırmaların sonucu, kendime birkaç alternatif belirlemiştim. Reykjavik’in simgesi ünlü Hallgrimskirkja kilisesine 15 dk yürüme mesafesinde bir otopark buldum. Burası google haritalarda “University gravel parking lot” diye geçiyor. Buraya ücretsiz park edebilirsiniz. Yalnız çimlerin olduğu tarafa parkedildiğinde sonradan astronomik ücret talep ediliyor gibi yorumlar okumuştum. Alt kısma park edersiniz.Sonrasında Reykjavik gezime başladım.

Reykjavik Gezilecek Yerler

Sırasıyla şuraları gezdim :

Tjörnin Göleti : Ördeklere dolu bir göl. Büyükçe bir park içerisinde yer alıyor. Hallgrimskirkja’ya giderken geçtim.

Hallgrimskirkja : Reykjavik şehrinin simgesi. 74,5m yüksekliğinde. Ücretsiz gezilebilir ancak kuleye çıkmak isterseniz ücretli.

Laugavegur Caddesi : Butik dükkanlar, hediyelik eşya, sokak sanatı bulabileceğiniz bir cadde.

Sonrasında sahil kısmına indim ve kıyı boyunca yürüyerek önce SunVoyager sonrasında Harpa etkinlik merkezini görüp Liman Bölgesi‘ne vardım. Burada biraz zaman geçirip öğle yemeği arayışlarına başladım.

Öğlen 2:30 gibi karnımı doyurmak için Icelandic Street Food adlı restorantta geleneksel İzlanda çorbasını denedim. Burada yuvarlak köy ekmeğinin içini oyup kuzu çorbası dolduruyorlar ve ekmeğin altı delinene kadar bittikçe ücretsiz çorba alabiliyorsunuz. Kuzu çorbasının haricinde 2-3 çeşit daha çorba var.

 Fiyat: Ekmek içinde çorba + kola aldım. Toplam 3.600 ISK ödedim.Yaklaşık 1.200 TL

Yemekten sonra şehir merkezinde biraz daha dolaşıp Reykjavik Belediye Binası’nı gördüm. Sonrasında otoparka geri yürüyüp arabama geri döndüm.

Arabayla yaklaşık 10 dk gidip Reykjavik’in batısındaki Seltjarnarnes Yarımadası’na geldim. Çok fazla rüzgar vardı. İnsanlar burayı yürüyüş ile koşu yapmak ve bisiklete binmek için kullanıyor. Kuzey kısmından başlayıp güney tarafına kadar asfalt yol mevcut.

Etrafı biraz seyredip kayalıkların arasında 30 cm derinliğinde ve yaklaşık 35-40 derece suya sahip doğal termal bir havuz buldum. Burası Kvika Footbath diye geçiyor. Ayaklarımı burada biraz rahatlatıp Reykjavik gezimi bitirdim.

Genel olarak, Reykjavik şehrinden çok fazla etkilendim diyemem. Klasik Kuzey Avrupa ülkesi. Zaten 2 haftalık İzlanda turumda asıl hedefim İzlanda’nın doğasını keşfetmekti. O yüzden Reykjavik’e sadece 1 gün ayırdım.

Reykjavik’te işimi bitirdikten sonra şehrin çıkışına yakın bir süpermarketten 1 haftalık alışverişimi yaptım. Yaklaşık 5.000 lira tuttu. Youtube kanalımda İzlanda market fiyatları ile ilgili bir videom mevcut.

Bu arada, İzlanda’nın gerçekten pahalı bir ülke olduğunu biliyoruz. Ülkedeki en ucuz marketler Bonus ve Kronan adlı market zincirleridir. Tecrübelerime göre Bonus biraz daha uygun.

İzlanda’da marketler saat 18:00-19:00 gibi kapanıyor, erken gitmekte fayda var. Alışverişimi de yaptıktan sonra artık İzlanda’nın doğasını keşfetmeye ve kamp hayatına adım atmanın zamanı gelmişti.

Bir sonraki günün rotası Þingvellir Milli Parkı, Geysir jeotermal alanı ve Gulfoss Şelalesi’ne (kısaca Golden Circle olarak anılıyor) ulaşmak için Þingvallavatn Gölü kenarında konaklamaya karar verdim.

Kamp Alanı

Þingvallavatn Gölü kenarında yer alan Vatnsköt Kamp Alanı’nda konakladım. Burada sadece çadır kampı yapılabiliyor. Karavan girişlerine izin verilmiyor.

Fiyat : 1.800 ISK+400 ISK konaklama vergisi. Toplam yaklaşık 730 TL. Tuvalet, duş ve elektrik mevcut değil. Buraya yakın biraz kuzeyde Leirar diye bir kamp alanı daha var. Bu imkanlar orada var ama doğal olarak daha kalabalık.
Kamp alanına vardığımda şiddetli yağmur ve sert rüzgar vardı ve çadır kurmak neredeyse imkansızdı. Park alanının biraz ilerisinde bir cep bulup arabayı düzgünce park ettim ve geceyi aracımda uyuyarak geçirdim.

İzlanda’nın genelinde olduğu gibi burada da inanılmaz fazla sinek (çoğunlukla tatarcık benzeri) var. İnternette dolaşan “sineğin olmadığı ülke” yalanlarına inanmayın.

Seyahat fotoğraflarım ve videolarım için beni sosyal medya hesaplarımdan da takip edebilirsiniz.

 YOUTUBE

 INSTAGRAM

 FACEBOOK 

Yorum Yap

E-mail adresiniz yayınlanmayacaktır. İşaretli alanların doldurulması zorunludur. *

*