Paris RER metro hattı |
Önce biraz Paris metrosuna değinelim: İnteraktif metro şemasının, internette gördüğümde bende uyandırdığı ilk izlenimi, Ekşi Sözlük’teki bir elemanın yazdığı gibi, yirmi beş örümceğin grup sex yaptıktan sonra geçtiği ” ağ düzeni” olmuştu. Hakkaten de öyleydi ama. Bir kere ilk defa gördüğümde ” nasıl bir düzen lan bu?” dediğim bir haritaydı bu. Ancak karmaşık görünmesine rağmen, tabelalarla mükemmel bir şekilde yapılmış yönlendirmesi sayesinde bir kere bile yanlış metroya binmedik – ki gün içinde o kadar çok kullandık ki sayısını bile unuttum. Paris metrosu RER olarak adlandırılıyor ve faklı renkleri simgeleyen beş metro hattı var. Kırmızı hat RER A, mavi hat RER B, sarı hat RER C, yeşil hat RER D ve pembe hat ise RER E hattı. Bizim ilk kullandığımız ilk hat olmuştu ama aralarda aktarma yapınca bir çoğunu kullandık.
Eiffel göründü !! |
Gelelim yolculuğumuza..RER A hattına binip yaklaşık yarım saatlik bir yolculuktan sonra Charles de Gaulle Étoile istasyonunda indik ve Champs Elyseés’ye doğru yürüdük ve caddedeki ilk gündüz fotoğrafımızı çektik. Daha sonra enlemesine iki cadde daha geçtikten sonra Eiffel Kulesi’ne gitmek için Place D’Iéna’dan aşağıya doğru kaptırdık. Attığımız her adımdan sonra Eiffel’e daha da yakınlaşıyorduk. Henüz kuleye bile varmadan birçok fotoğraf çekmiştik. Sağa sola bakına bakına bir müddet sonra kendimizi Eiffel Kulesi’nin gişelerinde sıraya girmiş halde bulduk. Rehberin anlattığının aksine çok da fazla beklemedik kuyrukta. Ancak yaz mevsimi olsa herhalde saatlerce beklemek zorunda kalacaktık. Normalde 13,40 € olan en üst kata çıkma ücreti yerine 24 yaşımda olduğum için 11,80 € verdim. Bu, tatil boyunca milli yiyeceğimiz olacak kruvasanın parasının çıktığı anlamına geliyordu.
Seine Nehri’ne kuleden bakış.. |
Devam edelim…Sıra bize gelince asansöre atladık ve heyecanla kulenin en tepesine kadar çıktık..Gördüğümüz manzara inanılmazdı : Tüm Paris ayaklarımızın altındaydı..Bir tarafınızda Parc du Champ de Mars, diğer tarafta Seine nehri ve daha bir çok önemli yapının kuş bakışı görünümü..İnsanın atlayası geliyor valla..Şu an tam hatırlayamıyorum ama tahminimce en az bir buçuk saat falan kaldık Eiffel Kulesi’nde..
Eiffel’den hevesimizi alınca Left Bank’ta yürüyebildiğimiz kadar yürüdük. Yol üzerinde Air France Binası’nı, Bourbon Sarayı’nı, Orsay Müzesi’ni, Seine Nehri üzerindeki köprüleri, Askeriye Müzesi’ni ve daha birçok önemli sayılabilecek yapıları gördük…St. Michel Köprüsü’ne geldiğimizde ise yönümüzü, diğer görülmesi gereken Notre Dame Katedrali’ne çevirdik..Yalnız şunu özellikle belirtmeliyim ki, Paris’teki yapılar mimari açıdan inanılmaz derecede muazzam..Paris’i Paris yapan en büyük özellik de bu olsa gerek.
Notre Dame’ın dış görünüşü.. |
…Left Bank’taki uzun yürüyüşümüzün ardından Paris’in ilk yerleşim yeri, Ile de la Cite üzerinde bulunan ve butik mimarisinin en önemli örneği olan Notre Dame Katedrali’ne gitmek için St. Michel’e vardık. Anlamadığımız şekilde millet arka taraftan dolaşıp turnike gibi bir yerden geçip katedrale giriyordu. Buna pek fazla kafa yormadan dümdüz daldık içeri..Para falan da vermedik. İnternetten araştırdığım kadarıyla 7,5 € idi giriş. Her neyse katedral gerçekten mükemmel. Dışarıdan baktığınızda zaten hayran oluyorsunuz. “Vay anasını be, bildiğin Notre Dame’a geldik be” diyor insan.
Giriş kapısında ve içeride bir çok yerde “Sessiz olun” yazısı dikkat çekiyor. Tabi ki magandalar sadece Türkiye’de yok. Bilinçsiz birçok turist – tahmin edeceğiniz üzere en çok Çinli ve Japon turistler – bize katedral içerisinde de panayır kurulabileceğini isptladılar.
Şimdi, Notre Dame’ın içindeki sütunlar şöyle, pencereleri böyle diye Wikipediavari bilgiler vermeyeceğim. İnsanı büyüleyen bir görünüşü var işte kısacası. Bizdeki camilerle karşılaştırdığımda gerçekten Batı dünyasının, ibadet yerlerine bizden fazla önem verdiğini rahatlıkla söyleyebilirim..Görsel açıdan cidden kusursuz..Şimdi diyeceksiniz İslam’da görsellik yoktur falan diye; ama gidip gördüğünüzde ne demek istediğimi anlayacaksınız…
Montaigne ile sohbet ederken.. |
Eiffel, ardından uzun bir yürüyüş ve üzerine Notre Dame ziyareti tüm enerjimizi tüketmişti. Tekrar canlanmak için bir şeyler yemeliydik. Bakına bakına caddeleri bir bir geride bıraktık..Sonunda Sorbonne Üniversitesi’nin yakınlarında sahibinin babasının Arap, annesinin ise İtalyan olduğu bir pizzacıya girdik ve karnımızı doyurduk.
Yaklaşık 1 saatlik aranın ardından serüvenimize kaldığımız yerden devam ettik. Önce, 13.yüzyılda inşa edilen ünlü Sorbonne Üniversitesi önünde poz verdik, sonra da üniversitenin hemen karşısında bir başına oturmuş etrafı seyreden Montaigne amcamla iki laf etttik.
Sacre Coéur |
Neyse konuyu dağıtmayalım..Bizi Porte de Clignancourt yönüne götürecek metromuza bindik ve yaklaşık on beş dakika sonra haritada belirlediğimiz üzere Barbés-Rochechouart durağında indik..Aslında bir durak sonra da inebilirmişiz ya da Anvers yönüne ilerleyip fenikülere de binebilirmişiz o kadar yolu yürümemek için..Akılsız başın cezasını ayaklar çeker misali Montmarte’a doğru yürüdük de yürüdük..Bayağı yorulmuştuk..Onca yol ve acımasız merdivenlerden sonra gördük onu !! Yeşil vadiyi değil tabi Sacre Coéur Bazilikasını…
Artık dönüş vakti gelmişti. Tabelaları takip ede ede, Paris turumuza ilk başladığımız nokta olan Noisy-Le-Grand Mont D’est’e gitmek üzere metromuza bindik. Yarım saatlik yolculuktan sonra indiğimizde denizden karaya ayak basmışçasına sevinçliydik. Bizim için ciddi önem arz etmiş durak ile hatıra fotoğrafı çektirmemek de olmazdı tabi…
Tüm gün boyunca kilometrelerce yürümüştük ve zar zor kendimizi otele atabilmiştik. Yarın da çok hareketli ve doğal olarak yorucu olacak bir başka güne hazır olacaktık. Bir duş çakıp serinledikten sonra kendimi hemen yatağa atıverdim..Gezip göreceğimiz diğer yerler başta olmak üzere bir çok şeyi de hayal ederek sızıp kalmışım öylece..
Yarınki rota ise Paris Disneyland olacaktı.
Seyahat fotoğraflarım ve videolarım için beni sosyal medya hesaplarımdan da takip edebilirsiniz.
INSTAGRAM : @seqununseyahatnamesi
Paris metrosunda özellikle göçmenlerin insanları iterek turnikelerden geçme olayına ben de birkaç kez rastladım.